Edİp Cansever 8 Agustos 1928’de Istanbul’da dogdu. Istanbul Erkek Lisesi’ni bitirdi. Kapaliçarsi’da turistik esya ve hali ticareti yapmaya basladi. 1976’dan sonra ise yalnizca siirle ugrasti. Gençlik siirlerini Ikindi Üstü (1947) adli kitapta topladi. Ilk kitabindan 7 yil sonra yayimladigi Dirlik Düzenlik’te kendisine özgü bir siir evreni kurdugu görüldü. Sürekli yazan, yayimlayan bir sair olarak 30 yila yakin bir süre ilgileri hep üstünde tuttu. 28 Mayis 1986’da Istanbul’da öldü. Çagdas siir akimlarindaki gelismelerle birlikte, yazdiklarinin büyük oranda aydinliga çiktigi görülerek bir düsünce sairi olarak nitelendi.
--------------------------------------------------------------------------------
ADSIZ BIR ÇIÇEK
rengini dünyaya ilk defa sunan
adsiz bir çiçek gibi parliyorsa gözlerim
sevgilim
bana "sen bir sairsin" dedigi zaman
yalniz sana yaziyorum bu siiri
istersen bir siir gibi okuma
çünkü her yil yeniden yazacagim onu
soguklar baslayinca havalanip
millerce yol kat ettikten sonra
güneyi tadan bir kusun sevinciyle
ve yazmis olacagim bir de
her dönemde her çagda
sevdanin kendine özgü diliyle
--------------------------------------------------------------------------------
BASIM DÖNÜYOR IKIMIZDEN
Çocuklar ekmek yiyorlar gibidir sesin
Ön disleriyle belli belirsiz
Bir marti kaliyor gibidir hiç olmayandan
Çünkü biz ikimiz de çirkin degiliz
Evet mi hayir mi pek anlamadan.
Ne biçim bir sestir su bizim dalginligimiz
Bir tayin disinde ince taflan
Az yasli bir kadinda gögüs uçlarinin
Yanarak simsicak bir kedinin agzindan
Dönüp iç çekmesine gece kuslarinin.
Sonra biz dag baslarinda apansiz kursunlanan
Süresiz bas dönmesiyiz çok garip adamlarin.
--------------------------------------------------------------------------------
BU GEMİ NE ZAMANDIR BURDA
Bu gemi ne zamandır burda
Çoktan boşalmış yükünü , gecede olmuş
Rıhtım da bomboş
Mavi bir suyun düşünü uyutur bir tayfa
Arkada, güvertede
Ah neresinden baksam sessizlik gene
Yürürüm usuldan , girerim bir meyhaneye
İçerde üç beş kişi , yalnızlık üç beş kişi
Bir kadeh rakı söylerim kendime
Bir kadeh rakı daha söylerim kendime
Söyle be, ne zamandır burda bu gemi
Belki yarın gidecek ,başka bir anı gelecek
Bir başka anının yerine
İnsan ağlamaz mı bazen bakıp bakıp kendine.
--------------------------------------------------------------------------------
MASA DA MASAYMIS HA
Adam yasama sevinci içinde
Masaya anahtarlarini koydu
Bakir kaseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasini koydu
Pencereden gelen isigi koydu
Bisiklet sesini çikrik sesini
Ekmegin havanin yumusakligini koydu
Adam masaya
Aklinda olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
Iste onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onlari da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanindaydi gökyüzü yaninda
Uzandi masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranin dökülüsünü koydu
Uykusunu koydu uyanikligini koydu
Toklugunu açligini koydu.
Masa da masaymis ha
Bana misin demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandi durdu
Adam ha babam koyuyordu.
__________________