Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 --CAN YÜCEL--

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
muamma
Admin
muamma


Mesaj Sayısı : 319
Kayıt tarihi : 02/07/08
Yaş : 35

--CAN YÜCEL-- Empty
MesajKonu: --CAN YÜCEL--   --CAN YÜCEL-- EmptyÇarş. Eyl. 24, 2008 9:25 am

Can YÜcel 1926’da Istanbul’da dogdu. Milli Egitim eski bakanlarindan Hasan Ali Yücel’in oglu. Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Cografya Fakültesi’nde Latince-Yunanca okudu. Ögrenimine Ingiltere’de Cambridge Üniversitesi’nde devam etti. Sair, çevirmen ve radyo görevlisi olarak tanindi. Çesitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yapti. 1958’de Türkiye’ye dödükten sonra bir süre turist rehberi olarak çalisti. Ardindan bagimsiz çevirmen ve sair olarak yasamini sürdürdü. Çevirileriyle de taninan Can Yücel, siir alaninda ilk kitabi YAZINA’dan (1950) sonra uzun bir süre biçim arayislariyla oyalandi. Çesitli edebiyat, kültür ve siyasi dergilerde siirleri, edebiyat ve tiyatro çevirileri ile siyasal konularda yazilari yayinlandi. 12 Mart döneminde Che Guevara’nin "Gerilla Harbi" ve "Insan ve Sosyalizm" kitaplarinin çevirisi nedeniyle 15 yil hapis cezasina çarptirildi. 1974 affiyla özgürlügüne kavustu. 12 Eylül sonrasinda müstehcen oldugu iddiasiyla "Rengahenk" adli kitabi toplatildi. Sairligini, siirin külhanca raconlarindan yararlanarak siyasal inançlariyla yogurdu. 12 Agustos 1999’da Türkiye onu yitirdi.
--------------------------------------------------------------------------------




AKİS

Sen çaldıkça Teodorakis
Bir mor yağıyor üstüme...
Dudaklarım öpüşmekten mosmor...
Bir putum sanki ilahilerle
denize fırlatılmış
Ve bir deniz yağıyor üstüme
Bakma sen sevgili Teodorakis
Açgözlü güvercinlerin didiştiklerine!
Avluların o en çakırkeyiflisine
Mısır daneleri gibi serpilmişler ama
Mısır danesi değil ki bu adalar
Ne de biz güverciniz...

Sekerek o güneş güzeli çakılların üzerinden
Çıplak ayaklarımızın su sesleriyle
Birbirimize
Ve kendimize
Bilakis

Sen çaldıkça Teodorakis
Bir mor yağıyor üstüme

--------------------------------------------------------------------------------

AL BİR UZUN HAVA

Çekirgeydi Rasko’nun elindeki güvercin
Rasko’da mengeneydi, bu beynimizde kalsin!
Çekmisler istor diye muhribin dumanini
Böyle ask, böyle baris, Allah belami versin!
Bugün kitabim verdim tek pedal matbaaya
Bu yol beni ***ürür saglam Selimiye’ye
Agliyorsam gözyasim iki gözüme dursun
Vermisim ben canimi al-uzun bir havaya

--------------------------------------------------------------------------------

ANAYASASI İNSANIN

Kan yasasi bu insanin:
Üzümden sarap yapacaksin
Çakmak tasindan ates
Ve öpücüklerden insan!
Can yasasi bu insanin:
Savaslara yoksulluklara
Ve binbir belaya karsin
Ille de yasayacaksin!
Us yasasi bu insanin:
Suyu savka döndürüp
Düsü gerçege çevirip
Düsmani dost kilacaksin!
Anayasasi bu insanin
Emekleyen çocuktan
Uzayda kosana dek
Yürürlükte her zaman

--------------------------------------------------------------------------------

ARKAMDAN KONUŞMASINLAR DİYE

Her Donlişotun bir yeldeğirmeni vardır
Benim ki Heybeli’de
Yarı yarıya yıkık
Üstünde
Kırmızı üstüne beyaz beyaz harflerle
Kocaman
TÜRKİYE HALK BANKASI
Yazılı
Vallahi billahi de
Beş kuruş almadım o reklam için

--------------------------------------------------------------------------------

ASLANDAN AL HABERİ

Romalilar aslanlara atarlarmis Hiristiyanlari.
O Hiristiyanlar ki
Romalilardan daha dürüst, daha düzgün, daha uygar bir
düzene
inanmaktan baska suçlari yoktu...
Romalilar oyalamak için issiz yiginlarini
O zamanin gazetesi
Ve Hürriyet’i olan Coliseum stadyomunda
Aslanlara atarlarmis sen gibi ben gibi
Mehmet Turgut gibi insanlari
O Mehmet Turgut ki
Issiz olmaktan baska suçu yoktu
Issiz parasiz evsiz-barksiz
Ve aslanin kafesine girdigini farketmeyecek
kadar uykusuz...
O Mehmet Turgut ki
Libya’ya gitmek için sira bekleyen bir
Kunuri Aslaniydi
Adana’nin Girne yolunda bir lunaparkta
Buldular parçalanmis vücudunu...
Sade Adana’nin Girne yolunda degil
Roma’da da böyle
Oyalamak için issiz yiginlarini
Ve belki de azalsin diye issizlerin sayisi
O zamanin gazetesi
Ve Hürriyet’i olan Coliseum stadyomunda
Aslanlara atarlardi sen gibi ben gibi
Mehmet Turgut gibi insanlari...
Ama Ali adindaki
O kendi de müebbete mahkum aslan
Aslanlar akillaniyorlar mi nedir
Yemedi kardesim yemedi
Kore Gazisi Mehmet Turgut’un gögsündeki
Silver Star nisanini!

--------------------------------------------------------------------------------

BAYRAMLIK

Koyunlar keçiler ve koçlar için
Ne kadar bayramsa Kurban Bayrami
Bu baris var ya, bu baris
Cephedekiler için o kadar baris

--------------------------------------------------------------------------------

BİR ÖLÜM İLANI

Zaten hayalet olan
Gölge yazar Oğuz’un ölümü de
Herhalde kendinden rivayet

Oğuz’un cenazesi mi
Hayret!

Hem o hiç uyumaz ki
Belki de ilk kez oradan
Kendi kendini Türkçeye çevirecek
Yeni dikilmiş bir kalem selviyle
Ya da en eski daktilosuyla gecenin
Yıldızları tuş

--------------------------------------------------------------------------------

BULUŞMAK ÜZERE

Diyelim yagmura tutuldun bir gün
Bardaktan bosanircasina yagiyor mübarek
Öbür yanda günes kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yagmuru
Piril piril düsüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir kosudur kopardin
Dar attin kendini karsi evin sundurmasina
Iste o evin kapisinda bulacaksin beni
Diyelim için çekti bir sabah vakti
Erkenceden denize gireyim dedin
Kulaç attikça sen
Patiska çarsaflar gibi yirtiliyor su ortadan
Ege denizi bu efendi deniz
Seslenmiyor
Derken bi de dibe dalayim diyorsun
Içine dogdu belki de
Iste çil çil kosusan baliklar
Lapinalar gümüsler var ya
Eylim eylim salinan yosunlar
Onlarin arasinda bulacaksin beni
Diyelim sapina kadar sair bir herif çikmis ortaya
Çakmak çakmak gözleri
Meydan ya Taksim ya Beyazit meydani
Herkes orda sen de ordasin
Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarindan
Yürüyelim arkadaslar diyor yürüyelim
Özgürlüge mutluluga dogru
Her isin basinda sevgi diyor
Gözlerin yagmurdan sonra yapraklarin yesili
Bi de basini çeviriyorsun ki
Yaninda ben varim

--------------------------------------------------------------------------------

CİHAT İÇİN CAHİT

Cahit ki bu hasta düzende saglikli bir kanserdi
Cahit ki haksizliga karsi üreyen höcrelerdi.
Yorgun develer gibi çöktügü Dormen sölenlerinde bile
'Siz paranizi, ben kendi kendimi yerim,' derdi.

Cahit zaten azalarak yasayanlardan degil
Çogalarak ölenlerdendi

--------------------------------------------------------------------------------

CANKURTARANLA

Yardin be cancagzim
Yardin sonunda su Beyoglu trafigini
Ilkyardim pamuklariyla
o ölümcül acelenden
Korna çiçekleri açiyor simdi
yaralarinin üzerinde
Ölen yok sen gibi güzel
Sinifsal ecelinden

--------------------------------------------------------------------------------

DEĞİŞİK

Baska türlü birsey benim istedigim,
Ne agaca benzer ne de buluta benzer;
Burasi gibi degil gidecegim memleket,
Denizi ayri deniz, havasi ayri hava;
Nerde gördüklerim, nerde o bekledigim kiz
Rengi baska, tadi baska.

--------------------------------------------------------------------------------

DEĞİŞİM

Ince uzun bir hayvan
Çarpiyor
Çarpiyor
Çarpiyordu kendini taslara.
Cani mi sikiliyor
Can mi çekisiyordu yoksa?
Yok efendim dedi yanimdaki adam
Gömlek degistiriyor yilan
Bu hallerden anlariz dedi az çok
Biz de sinif degismistik bi zaman
__________________
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://ahiedebiyat.yetkinforum.com
 
--CAN YÜCEL--
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: EDEBİ TÜRLER :: ŞAİR VE ŞİİR-
Buraya geçin: