Yabancı dillerin, özellikle İngilizcenin dilimiz üzerindeki etkisi son yıllarda gittikçe yıkıcı bir hâl alıyor. Yabancı kelimelerin sık kullanılması dışında yabancı dildeki eklerin Türkçe kelimelere eklenerek yeni kelimeler türetilmesi gibi acayiplikler de dikkati çekiyor. Öyle ki, artık yiyecek isimleri, işyerleri unvanları ve meslek dalları bile bu tuhaf karışımlı kelimelerle ifade edilir oldu. Bir tür karmaşa demek olan bu durumun bazı örnekleri şöyle:
Otel adları: Otium Otel, Sun Zeynep, Ozy Clup Koraltan Hotel, Sultan Pataros Hotel, Kiriş Alinda Beach, Royal Resort, Bodrum Deluxe, Grand Cevahir Hotel, Çardak’s Holiday Villa.
Sinema adları: Cinecity Alkent, İstinye Cinemall, Cinepol, Megaplex, Capitol, Spectrum.
Hastahane adları: Muğla Yücelen Hospital, TEM Hospital, Dentistanbul, Acıbadem Hospital, Medical Park.
Alış veriş merkezleri: Metrocity, Tepe Nautilus, Atrium, Capitol, Galeria, Carrefour.
Konut alanında: Mashattan, Yesh Hill, Pelican Hill, Elisium Residence, Inn City, Arkeon Evleri, Greenium Konakları, Rose Park Evleri, Elit Park, Hill Side, Ağaoğlu My World, Selvice Evler, Olympiakent, Şelâle Premium Residence, Alice Village.
Giyim eşyası alanında: Club Monako, Oysho, Damat and Tween, Mavi Jeans, Uptown, Fenerium, GS Store, Dryman Kuru Temizleme, Dry Cleaning, Expres Terzi, Network, Vepa Sport, Aslı Natural Collection.
Cep telefonu: Cep to cep, Bizbize cell, Mobil Portföy, Ringa, Web Mesaj Cell.
Eğlence alanı ve lokanta adları: Vişne yerine Whisne, Taksim yerine Taxim, Balkon yerine Balcon, Rumeli yerine Roumelie, Matrak yerine MatRock, Durak yerine DoRock, Paşa yerine Pasha, Efendi yerine Efendy, Eksen yerine Exen, Berduş yerine Berdush, Eylül’s, Hammam, Cahide’s, Paper Moon, The Hacının Yeri, Casaba, Chamdan, Dog-Shop, Dönerchi, Kebabi, The Marmara, Dönerland’s, Emmim Cihcken and Kitchen, Cafe Salad Pideskender, My Fish, Cafe Oley.
Eskişehir Milletvekili Fahri Keskin, Türkçenin yozlaştırılmasını, yabancı isimlerin yaygınlaşmasını önlemek amacıyla hazırladığı yasa teklifini, TBMM’ne sunuyor.
“Ticarette de Türkçe” sloganıyla bir kampanya başlatan Türkçemizi Canlandırma Derneği’nin başkanı Deniz Yiğit, bu konuda şunları söyledi: “Türkçe, kök ve eklerin pırıl pırıl saydamlığı, her yerde özdeş kalan kökün sözcüğün başında bir bakışta kendini göstermesi, bu köke art arda bitişebilen eklerle en sınırsız sayıda sözcük türetilebilmesi gibi özellikleriyle olağanüstü gelişme gücü bulunan bir dil. İçine düştüğü bu durumu gerçekten hak etmiyor. Türkçenin bu durumdan kurtulması gerekli. Fransa’da da böyle bir yozlaşma vardı. Ama onlar buna yasayla önlem aldı.”
Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın da, Türkçenin yanlış ve bozuk kullanılması karşısında birtakım yasal düzenlemelere gidilmesini şart görüyor. Ancak, bunların yasaklayıcı ve cezalandırıcı nitelik taşımamasını tercih ediyor. Akalın “Dil olmazsa ne insan, ne millet, ne de uygarlık olabilir” diyor.
Kaynak: Orkun Dergisi - Murat Gençoğlu