Nâmık Kemal adı, bizde daima iki çağrışım uyandırır: Hürriyet ve vatan.
Nâmık Kemal 1840 yılında Tekirdağ'da doğdu. Babası müneccim başı Âsım Bey'dir. Annesi Konica eşrafından mirlivanlığa kadar yükselen Abdüllatif Paşa'nın kızı Nesime Hanım'dır. Nâmık Kemal daha küçük yaştayken annesi ölür. Bu tarihten sonra, çocuklğunu ve ilk gençliğini hemen hemen dedesi Abdüllatif Paşa'nın yanında geçirir. Dedesi ile beraber Kars'a oradan da Sofya'ya gider. Bu seyahatlerin onun fikirleri üzerindeki bazı tesirlerini eserlerinde görmek mümkündür.
Nâmık Kemal Sofya'da onaltı yaşında iken evlenmiştir. Zaten onda her şey böyle erken olmuştur. Ondört yaşında iken bir defter dolusu şiiri bulunacaktır. Yirmi iki yaşında divan sahibidir. Yirmi beş yaşında devrin en meşhur imzası olarak tanınır.
1857'de Sofya'dan İstanbul'a döner. 1871 yılında Nâmık Kemal'in hayatında iki mühim değişiklik olur. Evvelâ o senenin ramazanında Şinasi ile tanışır ve yepyeni bir fikirler âlemine girer. Sonra da "Tercüme Odası"na tayin edilmek suretiyle yenilik fikirlerinin kuvvetle hakim olduğu, büyük memleket meselelerinin daima canlı şekilde karşısına çıkacağı bir yere geçmiştir.
Nâmık Kemal "Yeni Osmanlılar" cemiyetinin kurucularındandır.
1884 yılının Ekim ayında önce Rodos'a, bir müddet sonra da Sakız'a nakledilmiştir. Nâmık Kemal bu adada 1888 senesinde çifte zatürreden ölmüştür. Cenazesi Ebuzziya'nın saraya yaptığı müracaat üzerine, Bolayır'a nakledilmiş ve orada çok sevdiği Rumeli fatihi Süleymen Paşa'nın yanına gömülmüştür.
"Vaveylâ" şiirinden, üçüncü bendin başlangıcı olan dört mısra:
"Git vatan Kâbe'de siyâha bürün
Bir kolun Ravza-i Nebîye uzat,
Birini Kerbelâ'da Meşhedde at
Kâinata o heybetinle görün!"
Nâmık Kemal bir yazısında edebiyat türleri içinde en fazla tiyatroyu sevdiğini söyler.
Nâmık Kemal'in tiyatrosu bir dâva tiyatrosudur. O bu eserlerde vatanperverlik, İslâm ittihadı, insan hakları gibi inandığı belli başlı şeylerle cemiyetimizin kalkınması için gerekli gördüğü fikirlerini anlatmak ister.
Nâmık Kemal'in hayatta iken oynanan tek piyesi "Vatan yahut Silistre"dir.
Nâmık Kemal, "Zavallı Çocuk, Âkif Bey, Gülnihal, Celâledin Hârzemşah, Karabelâ" isimli 5 piyes daha yazmıştır. Bununla beraber, Celâleddin Hârzemşah isimli eserinin diğerlerine kıyasen hususî bir yeri vardır. Nâmık Kemal onu diğer piyeslerine daima tercih ettiğini belirtir.